DEVAM: 32- MENİNİN
HÜKMÜ BABI
109 - (290) وحدثنا
أحمد بن جواس
الحنفي أبو
عاصم. حدثنا أبو
الأحوص عن
شبيب بن
غرقدة، عن
عبدالله بن شهاب
الخولاني؛
قال: كنت
نازلا على
عائشة.
فاحتملت في
ثوبي. فغمستهما
في الماء.
فرأتني جارية
لعائشة.
فأخبرتها. فبعثت
إلي عائشة
فقالت: ما
حملك على ما
صنعت بثوبيك؟
قال قلت: رأيت
ما يري النائم
في منامه. قالت:
هل رأيت فيهما
شيئا؟ قلت: لا.
قالت: فلو
رأيت شيئا
غسلته. لقد
رأيتني وإني
لأحكه
من ثوب رسول
الله صلى الله
عليه وسلم، يابسا
بظفري.
[:-672-:] Bize Ahmed b. Cevvas el-Hanefi Ebu'l-Kasım da tahdis etti.
Bize Ebu'l-Ahvas, Şebib'b. Garkade'den, o Abdullah
b. Şihab el-Havlani'den şöyle dediğini tahdis etti:
Aişe (r.anha)'ya misafir
olmuştum. Elbisemde ihtilam oldu, onu suya batırdım. Aişe'nin bir cariyesi beni
gördü, ona haber verince Aişe bana haber gönderip şöyle dedi: İki elbisene o
yaptığını yapmaya seni iten ne oldu? Ben: Uyuyan kimsenin rüyasında gördüğünü
gördüm (ihtilam oldum), dedim. O: Peki elbiselerinde bir şey gördün mü, dedi.
Ben, hayır deyince, O: Bir şey görmüş olsaydın onu yıkar mıydın, çünkü ben onu
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in elbisesinden (4/3b) kuru iken
tırnağımla kazıdığımı gördüğümü hatırlıyorum, dedi.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir; Tuhfetu'l-Eşraf, 16224
DAVUDOĞLU ŞERHİ İÇİN buraya tıklayın
NEVEVİ ŞERHİ (666-672): Bu babta (666) "bir
adam Aişe'ye misafir olmuştu ... " Diğer rivayette (667): "Ben onu
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in elbisesinden ovalardım."; Öbür
(670) rivayette: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) meniyi yıkardı.
Sonra ... " Diğer rivayette (672) ise Aişe (r.anha)'nın "elbiseleri
üzerinde iken ihtilam olan kişiye ... " dedi, hadisleri yer almaktadır.
İlim
adamları Ademoğlunun menisinin temizliği hususunda ihtilaf etmişlerdir. Malik
ve Ebu Hanife necis olduğu kanaatindedirler. Ancak Ebu Hanife eğer kuru ise onu
ovalamak temizlenmesi için yeterlidir, demektedir. (3/197)
İmam
Ahmed' den gelen bir rivayette böyledir. Malik ise: İster yaş, ister kuru olsun
onu yıkamak zorunludur demektedir. Leys ise: O necistir ama ondan dolayı namaz
iade edilmez. Hasan-ı Basri: Elbisedeki meniden dolayı çok dahi olsa namaz iade
edilmez ama vücuttaki meniden dolayı az dahi olsa iade edilir, demiştir.
Pek
çok kimse ise meninin temiz olduğu kanaatindedir. Bu kanaat Ali b.
Ebi
Talib, Sa'd b. Ebi Vakkas, İbn Ömer, Aişe, Davud ve iki rivayetten daha sahih
olanında Ahmed' den nakledilmiştir. Şafii ve hadis ashabının görüşü de budur.
Onun temiz olduğunu imam Şafii'nin (yüce Allah'ın rahmeti ona) tek başına
söylediği izlenimini veren kimseler yanlış yapmışlardır.
Meninin
necis olduğunu söyleyenlerin delili yıkanması ile ilgili rivayettir.
Temiz
olduğunu söyleyenlerin delili ise ovalanması ile ilgili rivayettir. Çünkü necis
olsaydı kan ve benzeri diğer necasetler gibi onu ovalamak yeterli olmazdı. Bu
kanaate sahip olanlar: Yıkanması ile ilgili rivayetler yıkamanın müstehap
olduğu, pislikten korunmak ve temizliği tercih etmek anlamında olduğu şeklinde
yorumlanır, demişlerdir. Allah en iyi bilendir.
İnsanOğlunun
menisinin hükmü işte budur ama bizim şaz ve zayıf bir görüşümüz de vardır. Buna
göre erkeğin menisi necis olmamakla birlikte, kadının menisi necistir. Bundan
daha da şaz görüş ise hem kadının, hem erkeğin menisinin necis olduğudur.
Doğrusu her ikisinin de temiz olduğudur.
Temiz
(tahir) olan meninin yenilmesi helal olur mu? Bu hususta iki görüş vardır.
Güçlü olan helal olmadığıdır; çünkü meni iğrenç bir şeydir. Bu sebeple o da
bize haram kılınmış pislikler arasına girer. Ademoğlu dışında diğer canlıların
menisine gelince, bunlar arasında köpek, domuz, ikisinden birisinden ve temiz
bir hayvandan doğanların menisine gelince, necis olduğunda görüş ayrılığı yoktur.
Bunların dışındaki hayvanların menisinde ise üç görüş vardır. En sahih görüşe
göre eti yensin yenmesin hepsinin temiz olduğudur, ikincisi ise necis
olduklarıdır, üçüncüsü ise eti yenen hayvanların menisi temizdir, bunların
dışındaki hayvanların menisi ise necistir. Allah en iyi bilendir.
Bu
babtaki lafızlara gelince (666) "Halid b. Abdullah, Halid'den, o Ebu
Ma'şer'den." Adı Ziyad b. Kuleyb et-Temimi el-Hanzal1 el-Kufl'dir. Birinci
Halid ise el-Vasıtl et-Tahhan olarak bilinir. İkinci Halid de Halid el-Hazza
olup, adı Halid b. Mihran Ebu'l-Münazil el-Basri' dir.
(672)
"Bir şey görmüş olsaydın onu yıkar mıydın?" sorusu bir inkar
(yapılanı reddetme) anlamında bir sorudur. Yani sen onu yıkanmasının vacip
olduğuna inanarak yıkar mıydın? Bunu nasıl yaparsın? Halbuki ben bunu kuru iken
tırnağımla Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in elbisesinden kazırdım.
Eğer necis olsaydı Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu bırakmaz ve tırnakla
kazınmasıyla yetinmezdi, demektir. Allah en iyi bilendir.
İlim
adamlarından bir topluluk bu hadisi kadının fercinin ıslaklığının temiz
olduğuna delil göstermişlerdir. Ancak bu hususta hem bizim mezhebimizde, hem
başkalarının mezhebinde görüş ayrılığı vardır. Daha kuwetli görünen bunun temiz
olduğudur. Bu hadisi delil gösterenler şöyle derler:
İhtilam
olmak, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hakkında imkansız bir şeydir; çünkü
ihtilam şeytan ın uyuyan ile oynamasının bir türüdür. Dolayısıyla Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in elbisesindeki meni ancak cimadan dolayı olabilir.
(3/198) Bu ise meninin fercin nemine isabet ettiği bir yerin üzerinden
geçmesini de gerektirmektedir. Eğer o nem necis olsaydı ondan dolayı meninin de
necis olması sözkonusu olur ve onu elbisesinde bırakmaz, ovalamakla yetinmezdi.
Kadının
fercinin rutubetinin necis olduğunu söyleyenler ise, buna iki şekilde cevap
vermişlerdir:
1-
Bazılarının verdiği cevaba göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ihtilam
olmasının imkansız olması ve ihtilamın şeytan ın oynamasından kaynaklanması
doğru değildir. Aksine Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hakkında da ihtilam
olmak caizdir ve bu şeytan ın oynaması türünden sayıImaz. Aksine ihtiIam
meninin artan kısmının taşmasıdır, o herhangi bir vakitte çıkar.
2-
İkinci cevap, elbisesindeki meni cimadan önceki hareketler neticesinde ortaya
çıkmış ve onun bir kısmı elbisenin üzerine düşmüş oIabilir. Bu durumda
eIbisenin üzerinde fercin rutubetine bulaşmış olan meninin varlığı sözkonusu
olmaz. AlIah en iyi bilendir.